Son yıllarda, Yapay Zeka (AI) teknolojilerindeki hızlı ilerleme ve benimsenme, inovasyon, verimlilik ve kişiselleştirme açısından benzeri görülmemiş fırsatlar yaratarak endüstrileri devrimleştirdi. Ancak, bu teknolojik nimet, özellikle karbon dioksit (CO2) emisyonları açısından önemli bir çevresel maliyetle birlikte geliyor. Markalar, müşteri hizmetlerinden veri analizine kadar çeşitli uygulamalar için AI'ya giderek daha fazla bağımlı hale geldikçe, bu teknolojilerin karbon ayak izini anlamak ve hafifletmek hayati hale gelmiştir.
AI'ın Çevresel Etkisi
AI'ın karbon ayak izi, temel olarak iki kaynaktan kaynaklanır: AI modellerini eğitme sürecinin enerji yoğunluğu ve AI sistemlerini çalıştırmak için gereken elektrik. Derin öğrenme algoritmaları gibi sofistike AI modellerini eğitmek, büyük miktarda hesaplama gücü ve dolayısıyla önemli miktarda elektrik kullanımı gerektirir. Bu elektrik, veri merkezinin bulunduğu yerin enerji karışımına bağlı olarak, önemli miktarda CO2 emisyonu üretebilir. Örneğin, "Science" dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, tek bir AI modelini eğitmek, ömürleri boyunca beş arabanın üreteceği kadar karbon emisyonu üretebilir.
Ayrıca, bilgiyi depolayan ve işleyen veri merkezlerinin de dahil olduğu AI uygulamalarının operasyonel aşaması da önemli enerji tüketir. Bu veri merkezlerinin küresel elektrik kullanımı ve ilişkili CO2 emisyonlarının artan bir yüzdesini oluşturması beklenmektedir ve AI'ın çevresel etkisinin ele alınmasının aciliyetini vurgulamaktadır.